

2023’e kadar İstanbul’un Doğu ve Batı diye ikiye ayrılması planlanıyor. Tarihi yarımada ise 'Eski İstanbul' diye adlandırılarak, Prag veya Roma gibi tamamen turistik bölge olacak
KANAL İSTANBUL PROJESİ DÜNYA ULAŞTIRMA MERKEZİ OLACAK
Almanlar Baltık'a çıkamıyordu Danimarka boğazını yaptı. Süveyş'i yapan da Türk zekası. Başka bir şey Fatih, Kasımpaşa'ya girdi Bizans'ı aldık. Bu daha önemli bir proje neden? Rusya'yı ve Karadeniz'e sahili olanları da rahatlatacak. Bir başka şey Türkiye'nin savunmasının bel kemiği Boğazlar.
3. köprüyle bağladığımızda İstanbul’un dediğimiz alanlar yeni düzgün yapılaşmaya başlayacak.
İlk duyulduğunda insanda şaşkınlık uyandıran ve bir bakıma şok etkisi yapan bu proje gerçekten ismine yakışır biçimde çılgın nitelikler taşımakta. Öyle ki, bu proje ile mevcut İstanbul Boğazı’na yaklaşık 150m(İstanbul Boğazı 500m-600m) genişliğinde ilave bir boğaz daha açılarak risk oluşturan tanker trafiğinin alternatif yeni güzergaha kaydırılması hedefleniyor. Karadeniz’den Marmara Denizi’e uzanan yeni bir taşımacılık rotasını ortaya çıkaracak olan kanal 25 metre derinliğe sahip olacakken üzerinde kara ulaşımını mümkün kılacak köprüler barındıracak.
Öncelikle Kanal İstanbul’un yeri haksız mülk ve çıkar çatışmalarına mahal vermemek adına gizli tutulacak onu belirtelim. Fakat yapılan nihai açıklamalar doğrultusunda kuvvetle muhtemel nerede olacağıyla ilgili net bir fikir belirtebiliyoruz. Kanalın büyük ölçüde hazine arazilerinin içinden ve Çatalca yakınından geçeceği kesinken, uzunluğunun 45 ile 50km arasında olacağının bilinmesiyle Terkos Gölü civarından başlayarak, Çatalca ve ardından Silivri’ye kadar uzanan yani Karadenizi Marmara’ya bağlayacak 150 metre genişliğinde bir kanal olacağını söyleyebiliyoruz. Proje kapsamında kanalın her iki tarafında özel yerleşim alanları kurularak planlı yapılanma ile modern bir Mini-İstanbul portresi ortaya çıkacak.
Başbakanın yoğun bir çalışma temposuyla Cumhuriyetimizin 100. yılında yani 2023 yılı başında resmen hayata geçirmek istediği proje halkın nezdinde şimdiden kabul görmüş gözüküyor. Aslında bu noktada pek de aksi görüş çıkmayacağı aşikar, nitekim Türkiye’mizin bu ve bunun gibi büyük projelere ihtiyacı var. Temennimiz İstanbul’u geliştirmenin yanında diğer şehirlerimize de aynı özenin gösterilerek gerekli atılımların daha hızlı biçimde yapılmasıdır.
Projenin Sağlayacağı Başlıca Faydalar;
– Planlı yapılanma ve daha düzenli işleyen şehir modelinin sağlanması.
– Kirlilik kaynaklarının İstanbul Boğazı’ndan uzaklaştırılmasıyla çevrenin ve yeşilin korunması.
– Gemilerin boğaz girişinde günlerce-aylarca sıra beklemesinin ortadan kaldırılmasıyla, güvenli transit geçişlerin sağlanması.
– Su derinliğinin 25 metre olması sayesinde bugün dünyanın en büyüklerinden olan 300 bin tonluk tankerlerinin dahi geçişine izin vermesi.
– İstanbul Boğazı’nın büyük gemilerden arındırılmasıyla deniz ulaşımı daha aktif kullanılması ve birçok etkinlik, spor müsabakalarına ev sahipliği yapan bir kültür-turizm merkezi – haline gelmesi.
– Boğazların temizliği ve güvenliğinin yanında, deniz canlılarının da korunarak denizin şehrin bir parçası gibi aktif ve rahat biçimde kullanılması ve İstanbul gerçek manada tam bir turizm şehri haline gelmesi.
– Kanal İstanbul’un sağlayacağı yeni yaşam alanlarıyla, yeni konutlar, oteller, spor merkezleri ve havalimanlarının kurulması.
– İstanbul’un boğaz ve kanallarla parçalara ayrılarak ada görünümü sunması ile mevcut halinden daha fazla cazibe merkezi haline gelmesi.
– Kültür miraslarımızın tümüyle korunması ve tarihi güzelliklerimizin dünyaya daha iyi şekilde sunulması.
Projenin etüt çalışmalarının 2013 sonunda bitmesi hedeflenirken, ilk kazı işlemine başlanmasının da yine bu zamanlarda yani 2014 yılı başında gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Kanal İstanbul böyle olacak RayHABER
Öncelikle Kanal İstanbul’un yeri haksız mülk ve çıkar çatışmalarına mahal vermemek adına gizli tutulacak onu belirtelim. Fakat yapılan nihai açıklamalar doğrultusunda kuvvetle muhtemel nerede olacağıyla ilgili net bir fikir belirtebiliyoruz. Kanalın büyük ölçüde hazine arazilerinin içinden ve Çatalca yakınından geçeceği kesinken, uzunluğunun 45 ile 50km arasında olacağının bilinmesiyle Terkos Gölü civarından başlayarak, Çatalca ve ardından Silivri’ye kadar uzanan yani Karadenizi Marmara’ya bağlayacak 150 metre genişliğinde bir kanal olacağını söyleyebiliyoruz. Proje kapsamında kanalın her iki tarafında özel yerleşim alanları kurularak planlı yapılanma ile modern bir Mini-İstanbul portresi ortaya çıkacak.
Başbakanın yoğun bir çalışma temposuyla Cumhuriyetimizin 100. yılında yani 2023 yılı başında resmen hayata geçirmek istediği proje halkın nezdinde şimdiden kabul görmüş gözüküyor. Aslında bu noktada pek de aksi görüş çıkmayacağı aşikar, nitekim Türkiye’mizin bu ve bunun gibi büyük projelere ihtiyacı var. Temennimiz İstanbul’u geliştirmenin yanında diğer şehirlerimize de aynı özenin gösterilerek gerekli atılımların daha hızlı biçimde yapılmasıdır.
Projenin Sağlayacağı Başlıca Faydalar;
– Planlı yapılanma ve daha düzenli işleyen şehir modelinin sağlanması.
– Kirlilik kaynaklarının İstanbul Boğazı’ndan uzaklaştırılmasıyla çevrenin ve yeşilin korunması.
– Gemilerin boğaz girişinde günlerce-aylarca sıra beklemesinin ortadan kaldırılmasıyla, güvenli transit geçişlerin sağlanması.
– Su derinliğinin 25 metre olması sayesinde bugün dünyanın en büyüklerinden olan 300 bin tonluk tankerlerinin dahi geçişine izin vermesi.
– İstanbul Boğazı’nın büyük gemilerden arındırılmasıyla deniz ulaşımı daha aktif kullanılması ve birçok etkinlik, spor müsabakalarına ev sahipliği yapan bir kültür-turizm merkezi – haline gelmesi.
– Boğazların temizliği ve güvenliğinin yanında, deniz canlılarının da korunarak denizin şehrin bir parçası gibi aktif ve rahat biçimde kullanılması ve İstanbul gerçek manada tam bir turizm şehri haline gelmesi.
– Kanal İstanbul’un sağlayacağı yeni yaşam alanlarıyla, yeni konutlar, oteller, spor merkezleri ve havalimanlarının kurulması.
– İstanbul’un boğaz ve kanallarla parçalara ayrılarak ada görünümü sunması ile mevcut halinden daha fazla cazibe merkezi haline gelmesi.
– Kültür miraslarımızın tümüyle korunması ve tarihi güzelliklerimizin dünyaya daha iyi şekilde sunulması.
Projenin etüt çalışmalarının 2013 sonunda bitmesi hedeflenirken, ilk kazı işlemine başlanmasının da yine bu zamanlarda yani 2014 yılı başında gerçekleştirilmesi planlanıyor.
3’ÜNCÜ KÖPRÜ YOLU

3'üncü Boğaz Köprüsü'nün Avrupa Yakası'nda kalan Kuzey Marmara Otoyolu'nun Arnavutköy ve Yeniköy arasında kalan Tayakadın, Baklalı ve Boyalık Köyü'nden geçmesi yatırımcının bölgeye olan ilgisini artırmıştı. Zekeriyaköy'dan başlayan ve hem Tayakadın hem de Bolluca'dan çıkış verilen otoyol üç şerit halinde Kestanelik'e kadar ulaştı. Kestanelik'te kavşak benzeri bir İnşaat halen sürüyor. Yol Arnavutköy üzerinden Nakkaş, İzzettin ve Çatalca'dan geçerek Silivri Fenerköy'e kadar gidiyor.
İSTİMLAKLAR BAŞLADI
Kanal İstanbul Projesi'nin de Küçükçekmece, Başakşehir, Arnavutköy ile Çatalca'nın bir bölümünü ihya etmesi bekleniyor. Çatalca'nın İstanbul'a yakın bölgelerinde arazilerin dönümü 80 bin TL'ye satılmaya başladı.
Küçükçekmece'nin Kanarya Mahallesi, Kanal İstanbul projesinden en çok prim yapacak yerler arasında geliyor. Kanarya'daki Papağan Caddesi, Florya Caddesi ve Kuğukuşu Sokak'ta Hazine arazisi üzerine inşa edilen binaların tamamının tapuları iptal edildi ve istimlak oldu. Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı'na göre de Kanarya Mahallesi'nin tüm sınırları riskli alan olarak ilan edildi. Üveyik Kuşu Sokak'tan sahile kadar olan bölgenin dolgu toprak olduğu ve risk nedeniyle tüm binaların yıkılacağını söyleniyor. Bir başka istimlak ise Soğuksu'daki Fatih Mahallesi'nde gerçekleşti. Bölgedeki tüm binalara yıkılma kararı çıktı. Yeni yapılan inşaatların da tamamı durduruldu.
Küçükçekmece Gölü'ne kıyısı bulunan Kanarya Mahallesi'nin sınırlarının başladı Halkalı Gümrüğü'nün de Çatalca'nın Güneyi'ndeki Muratbey Mahallesi'ne taşınması söz konusu.
Gelişmelerden çok haberdar olmayan bölgede fiyatlar hala makul düzeylerde seyrediyor. Yerel müteahhitlerin inşa ettiği çok sayıda bina var. Yeni inşaatların yüzde 40'ının kat karşılığı yapıldığı ya da araziyi satın alarak inşa edildiği söyleniyor. Eski binalarda dairelerin metrekaresi 700-800 TL, yeni binalarda ise bin ile 2 bin 500 TL arasında değişiyor. Kanarya'da eski binalarda 100 metrekare büyüklüğündeki bir daireyi 50-60 bin TL'ye veya yeni binalarda 85 metrekare büyüklüğündeki bir daireyi 100-105 bin TL'ye satın almak mümkün. 90 metrekarelik bir dairenin fiyatı ise 120 bin TL'den başlıyor. 3+1'lerin fiyatı 160 bin TL'ye kadar çıkıyor.
ÜÇ MAHALLE İSTİMLAK OLABİLİR
Son anda bir değişiklik olmazsa Kanal İstanbul Projesi'nde en önemli istimlak ve kamulaştırma çalışmasının Küçükçekmece Gölü ile Sazlıdere Barajı arasında kalan Küçükçekmece'ye bağlı Altıntepe ile Başakşehir'e bağlı Güvercintepe ve Şahintepe mahallelerinde gerçekleştirileceği belirtiliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da zaten bu mahallelerdeki bazı bölgeleri rezerv alan ilan etti.
Başbakan, Kanal İstanbul'un etrafında bir milyonluk yeni bir şehir kurulacağını da açıklamıştı. İşte bir milyon kişinin yaşaması planlanan İstanbul Metropoliten Projesi'nin merkezi olan Kayabaşı da istimlak edilmesi beklenen Güvercintepe ve Şahintepe Mahalleleri'ne komşu konumunda. Kuzey Marmara Otoyolu ile TEM Otoyolu arasında kalan Kayabaşı. "Yenişehir Proje Alanı"nın merkez alanı olarak belirlendi.
Bölgede Konut ve ticaret aksları gibi donatı alanlarının yanı sıra çocuk araştırma hastanesi Bio-İstanbul ve 110 hektarlık bir alanda da 20 bin nüfuslu Mıknatıs Kent (Magnet City) inşa edilecek. Yeni Şehir projesi bu kadarla da sınırlı değil. İnşa edilecek olan Sağlık Kent'te de entegre sağlık kampusu, eğitim ve araştırma birimleri, kanser araştırma merkezi, toplum sağlığı merkezi, organ ve doku bankası gibi uzmanlaşmış tıbbi birimler, konaklama, konferans ve kültür merkezleri yer alacak. Kayabaşı'nın güneyinde inşa edilecek Tema Park'la da İstanbul'un içindeki iş merkezlerinin bir kısmının bölgeye yönlendirilmesi planlanıyor.
ARAZİ FİYATLARI YÜKSELDİ
Kanal İstanbul Projesi ile birlikte İstanbul'un yeni çekim merkezi olması beklenen Kayabaşı'nda, "İstanbul Metropoliten" projesinin açıklanmasının ardından arazilerin fiyatları yüzde 100'den fazla arttı. Dört sbeş ay öncesine kadar metrekaresi 250-300 TL'ye satılan arazilerin fiyatları bugün 600-750 TL'ye kadar çıktı. Fiyatların daha da yükselme eğiliminde olduğunu ifade eden gayrimenkul ve emlak ekspertizleri, bölgedeki en değerli arazilerin ise halen Başak ve Ziya Gökalp Mahalleleri'nde olduğunu belirtiyor. Emlakçılar, Başak Mahallesi'nde arsaların metrekaresinin bin dolar, Ziya Gökalp'te ise bin 500 dolardan başladığını söylüyor. Konutların metrekare fiyatları 2 bin 500 ile 3 bin dolar arasında. Ticari gayrimenkullerin metrekare fiyatları ise 7 bin ile 9 bin TL arasında değişiyor. MÜSİAD da Kayabaşı ile Bahçeşehir arasındaki Deliklikaya'da 200-300 dönümlük bir Arazi üzerinde Organize Sanayi Bölgesi (OSB) inşa ediyor.
HAZİNE ARAZİSİ ÇOK
Oldukça geniş araziye sahip Kayabaşı'nda 2B arazisi bulunmuyor. 11 bin dönümlük Hazine arazisi ise TOKİ'ye devredildi. 7 bin dönümlük Hazine arazisinin yanı sıra köylülerden kat karşılığı aldığı arazileri birleştiren TOKİ, Kayaşehir'i bu arazilerin üzerine inşa etti. İlk etapta 200 bin kişilik bir şehir olarak planlanan Kayaşehir ve çevresinde, Metropoliten İstanbul projesi ile birlikte yaşayanların sayısı 700 bine ulaşacak. Arnavutköy ile Eyüp'ün sınırları içinde inşa edilecek yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanı projesi ile birlikte, bölgede yaşayanların sayısı bir milyon 500 bin kişiyi bulacak.
Başbakanın yeni bir şehir inşa edileceğini açıklamasının ardından bölgede su havzasında bulunan arazilerin fiyatları bile tavan yaptı. Geçtiğimiz yıl metrekaresi 20 TL'ye satılan arazilerde fiyatlar 80-100 TL'ye kadar çıktı. Emlakçılar, 60-70 TL'ye arazi bulunduğunda müşterinin araziyi "havada kaptığını" söylüyor.
İMAR YETKİSİ İBB’DEN ALINDI
Kuzey Marmara Otoyolu'nun bölgeden geçmesi ve üçüncü havaalanının inşa edilecek olması, Arnavutköy'deki arazi taleplerini zaten artırmıştı. Kanal İstanbul Projesi'nin de Sazlıbosna ve Dursunköy'den sonra Boyalık ve Tayakadın arasındaki vadiden geçerek Yeniköy'den Karadeniz'e bağlanması halinde Arnavutköy ve çevresinin ihya olması muhtemel. 6 Mart 2008 tarihinde kabul edilen 5747 sayılı "Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile birlikte İstanbul'un en genç ilçesi olan Arnavutköy'ün arazilerinin büyük çoğunluğu üçüncü derece (riski az) deprem bölgesinde yer alıyor. 506.52 kilometrekarelik yüzölçümüyle İstanbul'un dördüncü büyük ilçesi konumuna gelen Arnavutköy, Boğazköy, Bolluca, Haraççı, İmrahor ve Taşoluk Mahalleleri'nden oluşuyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Arnavutköy ile birlikte ilçeye bağlı Baklalı, Balaban, Boyalık, Çilingir, Dursunköy, Durusu, Hacımaşlı, Hadımköy, İslambey, Karaburun, Sazlıbosna, Tayakadın, Yassıören, Yavuzselim ve Yeniköy'ün imar yetkisini geçtiğimiz yılın sonlarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) elinden aldı. İstanbul'un Avrupa Yakası'nda kurulması planlanan bir milyon nüfuslu Yeni Şehir nedeniyle bu yetki devrinin gerçekleştiği iddia ediliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırlayacağı yeni şehir planının İBB'nin imar planlarıyla çakışmasını istemediği söyleniyor.
BU KÖYLER PİRİM YAPAR
Üçüncü havaalanın Ağaçlı-Akpınar-Yeniköy arasındaki eski kömür ocaklarının bulunduğu bölgeye inşa edilmesi bekleniyor. Bölgedeki eski kömür ocaklarının hafriyatla doldurulmaya başlandığını vurgulayan gayrimenkul uzmanları, yeni havaalanına en yakın yerin ise Arnavutköy'ün Bolluca ve İmrahor Mahalleleri olduğunu söylüyor.
Yeni havaalanı ile birlikte Arnavutköy-Halkalı raylı sistem hattı da ihaleye çıkacak. İhale şartnamesi hazırlanan metro inşaatının, 730 iş gününde teslim edilmesi planlanıyor. Arnavutköy-Halkalı Metro Hattı'nın yanı sıra Arnavutköy'den İhsaniye-Göktürk-Kağıthane güzergahından Şişli'ye ulaşacak ikinci ve Beylikdüzü'ne gidecek üçüncü bir metro hattının inşa edileceği söyleniyor.
ARSA VE ARAZİ FİYATLARI
Arnavutköy'ün merkezi ile ilçeye bağlı Bolluca, Boğazköy, Taşoluk ve Haraççı köyleri imar planlarına dahil olmuş. Köy merkezleri için yapılan 5/1000'lik planlar ise iptal edilmiş. İstanbul'dan ve dışarıdan bölgeye Yatırım yapmak için gelen çok sayıda yatırımcı var. Talebin artmasıyla da arazi fiyatları altın gibi işlem görmeye başlamış. Bir gün önce 120 bin TL değer biçilen bir arsaya, ertesi gün 125 bin TL istendiği anlatılıyor.
Arnavutköy'ün merkezinde imarlı ve ifrazlı arsaların metrekare fiyatı 500 TL'den başlıyor. İlçenin merkezinden geçen yolun üzerindeki ticari imarlı bir arsanın metrekaresi 10 bin TL'ye kadar çıkıyor. Örneğin Arnavutköy'ün merkezinde 148 metrekare büyüklüğündeki bir Arsa için 60 bin TL, iki dönümlük bir arazi içinse 11 milyon TL isteniyor.
Arnavutköy'e bağlı köylerde fiyatlar yükselse de merkeze göre daha makul. Çilingir'de 500 metrekarelik bir arsayı 75 bin TL'ye, Tayakadın'da altı dönümden büyük bir araziyi 1 milyon 100 bin TL'ye almak mümkün. Haraççı, Boyalık, Yeniköy, Dursunköy, Nakkaş ve Yassıören'de ise arazi fiyatları yükselmeye devam ediyor. Kanalın Karadeniz'e açılacağı söylenen Yeniköy'de ise 10 dönümlük bir arazinin fiyatı 2 milyon 500 bin TL'ye çıkmış.
Ancak bölgede Arsa veya arazi yatırımı yapmak isteyenler için şu uyarıyı yapmamızda da fayda var. Şu an için köy yerleşim alanları dışında imar yok. Yani tarla vasfındaki arazilere imar izni verilmiyor. 10 dönümlük bir arazi bile satın alsanız, çiftlik evi bile yapamayabilirsiniz. Ancak bölgedeki gelişmeler, yatırımcılara çok şey vaat ediyor.

Kanal İstanbul projesine ev sahipliği yapacak olan Avrupa Yakası’ndaki Silivri’ye yakın olan Çatalca başta olmak üzere buraya bağlı onlarca beldeyle Anadolu Yakası’nda hızla değişen Kartal ve çevresinin İstanbul’u Doğu ve Batı olarak bölen iki şehir meydana getireceği biliniyordu. Tarihi Yarımada’nın kentsel dönüşümle yeniden şekillenecek olması akıllara, “Yeni İstanbul’un merkezi nerede kurulacak?” sorusunu getiriyor. İstanbul’un iki yakasında dev şehir kurulması beklenirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2023 vizyonuyla hazırladığı 1/100 binlik planına göre dönüşüm hızla devam ediyor.
İstanbul’un gelişim aksının doğu-batı yönünde olması için sürdürülen çalışmalar kapsamında kentin iki değil, üç parçaya bölünmesi de öngörülüyor. Buna göre Avrupa Yakası’nda Silivri, Anadolu Yakası’nda Kartal olmak üzere iki yeni şehir merkezi daha oluşturulacak. İstanbul’un merkezi olan tarihi yarımada tamamen yerleşim bölgesinden arındılacak. Yarımadanın Eski İstanbul olarak adlandırılması,buradaki yerleşim bölgesinin istimlak edilerek, Prag ya da Floransa gibi turistik bir bölge olması plan dahilinde yer alıyor. Dörder milyonluk yeni şehirlerden Silivri merkezli, diğeri de Kartal merkezli olacak. İstanbul’un kentsel dönüşümün devam etmesiyle, Silivri çevresinde 3. Havalimanı, 3.Köprü, Otoyolu projelere geniş alanlara yayılan üniversite, sanayi ve kongre projelerinin dahil edilmesi dikkat çekiyor. Silivri merkezli Batı İstanbul’da 4 milyon nüfusun barınması amaçlanıyor.

ÇEVRE PLANINDA ÜÇ ŞEHİR
İstanbul’u modern hale getirecek bu üç şehrin şifrelerine çevre planında yer veriliyor. Kurulacak şehirlerin detayları İstanbul’un dönüşüm atlası sayılan ‘Çevre Düzeni Planı’nda gizli. Büyükçekmece Gölü’nden Tekirdağ sınırına kadar olan bölge kontrollü olarak genişleyecek. Silivri merkezli yeni şehir, üniversite, teknoloji bölgesi, fuar, kongre merkezlerinin yanı sıra turizm alanlarıyla desteklenecek. Silivri’nin batısı ise Değirmenköy, Çanta, Hadımköy ve Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyindeki Kayabaşı, Ispartakule merkezli olarak gelişerek büyüyecek. Anadolu yakasında ise Kartal merkezli olarak Maltepe, Kartal, Kurtköy, Tuzla, Orhanlı, Şile ve Ağva gelişme alanı olarak öneriliyor. Pendik limanı etrafında da yeni konut ve ticari alanlar hedefleniyor.
YARIMADA DÖNÜŞÜMÜ BEKLİYOR
Tarihi yarımada sayılan İstanbul’un Fatih, Bakırköy Eminönü, Kabataş, Beşiktaş, Şişli, Sarıyer gibi bölgeler için kentsel dönüşüm İstanbul’un iki yakasında dev yerleşim bölgelerinin inşasından sonra gerçekleşecek. Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı İmar Planı öncelikli olarak Sulukule'yle hayata geçmişti. Plan yavaşlamış görünse de çalışmalar devam ediyor. Tarihi yarımadanın önümüzdeki 10 yılda tamamen trafikten arındırılması planlanıyor. Tarihi yarımada için koruma imar planına en büyük engel olarak trafik ve ulaşım görülüyor. İstanbul’a kurulması beklenen üç bölge arasında şehrin merkezinin neresi olacağı ise merak konusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder